28.10.2024
|
Psikologlar
ALDATMANIN PSİKOLOJİSİ
Aldatma; birçok toplumda ahlaki olarak kabul edilmeyen bir davranış olarak görülse de istenmeyen bir yaygınlığa sahiptir ve kişi ve kişiler arasında derin yaralar bırakır.
Son yıllarda ,belki de sosyal medyanın yaygınlaşması ve evrenselleşmesi ile birlikte çift terapilerine başvurma nedenleri arasında aldatma ,aile içi şiddetten sonra en önemli sırayı almıştır.
Şimdi , en çok sorulan soruya gelelim.
Aldatmanın tanımı nedir? Mesajlaşmalar, flörtöz davranışlar, telefonda sık konuşmak aldatma mıdır?
Aldatma eylemi evlilikte sadakat sınırlarını ihlal etmek ise yukarıda bahsi geçen davranışlar da aldatma sayılır.
Tam olarak tanımını yapacak olursak; aldatmak ”Fiziksel ve duygusal anlamda partneri dışındaki biriyle yapılan tüm özel paylaşımlara “aldatma denir.
Aldatma bir bağlanma sorunudur, özellikle narsist tepkiler gösteren insanlarda fazla görülür.
Gerçekten değer verdiğiniz, en özelinizi paylaştığınız biri tarafından aldatılmak çok acı verici bir yaşantıdır, tıpkı bir yakınını kaybetmiş bir insanın acısı ile eşdeğerdir, ilişkisel bir travmadır. Aldatılan kişi için bu süreç çok zordur. Değersizlik ve yetersizlik şemaları tetiklenebilir Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete atakları yaşayablir. Partnerinden intikam alma duyguları yaşayabilir, yaşadığı tüm acı verici duyguları karşı tarafa yaşatmak isteyebilir. Eşini sürekli kontrol etme, gün içinde sık sık arama ,konum takibi yapma vb gibi sağlıksız davranışlar içine girebilir. Tıpkı kayıp yaşayan yas sürecindeki kişi gibi şaşkınlık, şok, inkar, öfke, umutsuzluk, çaresizlik, üzüntü ve kabullenme gibi evreler, yoğun duygular yaşanır. Kişi yaşanan olayları düşünmemeye çalıştıkça tekrar tekrar kendini düşünürken bulabilir. Bastırmaya dönük çabalar ise bu düşünceleri arttırır
Aldatma sonrası ilişkilerde yaşanan güven sorunları, saygı ,güven ve sevgi yitimi adeta evlilik için bir kaos dönemini başlatır.
Bu süreçten hemen sonra boşanma konusu gündeme gelir ya da bazen çiftler evliliklerini kurtarmak için profesyonel bir yardım arayışına girer. Hatta çoğu zaman çift terapisi ile birlikte evliliklerin daha da güçlendiği görülmüştür.
Çift eğer terapi almaya karar verdiyse; öncelikle tarafların, özellikle de aldatan kişinin bu konuda tamamen şeffaf olması gerekir. Evlilik dışı bu ilişki ne zaman başladı, ne kadar sürdü, özel paylaşımları neler oldu…gibi.
Bu konular konuşulmadan evlilik devam ederse, aldatılan tarafın ileride travma sonrası stres bozukluğu yaşaması ve sürekli tetiklenmesi mümkündür.
Öncelikle terapide amaç güven ilişkinin tekrar kazanılmasıdır. Aldatılan kişinin değersizlik, suçluluk,öfke, yalnızlık, umutsuzluk vb konularının ayrıntılı çalışılması ve travmasının acısı mümkün olduğunca azaltılmaya çalışılmalıdır .Bu durumda aldatan kişiye çok fazla sorumluluk düşmektedir. Bu yaşanılanların bedelini ödemeli ve eşinin sorduğu tüm sorulara şeffaf bir şekilde cevap vermelidir.
Aldatma konusunun acı verici ayrıntıları çok sık konuşulmamalıdır. Belirli sınırlarda, belirli zaman dilimlerinde konuşmak gerekir(Mesela hafta birgün,sadece15 dk gibi).
Yine önemli bir konu da aldatma ile ilgili olarak eşlerin aralarında mizah yapmamasıdır.
Çiftin çocukları varsa ayrıca özen gösterilmeldir .Çocuk veya çocukların yanında bu konuda asla konuşulmamalı ve çocuklar travmatize edilmemelidir., gerekirse bir pedagogdan yardım alınmalıdır.
Geçmişe hiç bir zaman sünger çekilemez, fakat ilişkinin onarılması ve çok daha iyi bir noktaya taşınması mümkündür.